Sevilen dizi This is Us’ın 5. sezonu 30 Ekim’de yayınlanmaya başladı. Daha doğrusu ‘başlamış’ çünkü ben diziyi izlemiyorum. Geçenlerde bir ‘zoom’ buluşmasında (!?) arkadaşlarımdan biri diziden bahsedince öğrendim. Arkadaşım This is Us’ın yeni sezonunda karakterlerin maskeyle dolaştığını söyledi. Dizideki kardeşler bir araya geldiğinde sosyal mesafeye dikkat ediyormuş mesela. Öyle sarılma falan yokmuş!


Kadın, dışarıdan eve gelen eşini kapıda karşılayıp kıyafetlerini çıkarttırıp, dezenfekte ederek eve alıyormuş. Sohbetlerde Covid 19’dan bahsediliyor, Tom Hanks’ın hastalığa yakalanması gibi gündem olan konular işin ciddiyetini anlatmak için vurgulanıyormuş. El dezenfektanları, “Test yaptırdık, temizim” diyalogları peş peşe geliyormuş.


Kısacası hayatta ne yaşanıyorsa dizide de o yaşanıyormuş. Dizi bir farkındalık yaratması adına dünyayı saran salgını senaryosuna usta bir şekilde yediriyormuş.


Zoom’daki arkadaşlardan biri “Bizim dizilerdeki karakterler başka bir galakside yaşadıkları için Covid’den haberleri yok…” dedi. Bir diğeri “Bizim dizilerde sokaktaki hayat yok ki Covid olsun” diye laf soktu. Bütün bun muhabbeti sessizce dinleyen ekibin ‘kara koyunu’ olan arkadaşımız itiraz etti: “Kafamı nereye çevirsem maskeli insanlar görüyorum. Bir de dizilerde görmeye tahammül edemem!”


Nasrettin Hoca gibi “Dizilerde niye maske yok” diyen arkadaşıma da “Dizilerde de maske olmasın bi zahmet!” diyen arkadaşıma da hak verirken buldum kendimi!


Sonuçta kurgu hikayeler bunlar illa da gerçek hayatta olan her şeyi dizide de görmek zorunda değiliz diye düşünüyorum. Ancak binlerce insanın hayatını kaybettiği on binlercesinin hastalandığı, milyonlarca insanın karantina yüzünden evlerine kapandığı bir ortamda, hayatımızın orta yerindeki bir ‘virüs’ün dizilere hiç bulaşmaması da garip biraz!


Hele ki Sağlık Bakanlığı’nın Covid 19 için hazırladığı uyarıcı videolarda iki dizi kahramanını kullandığı bir ortamda…

PANDEMİNİN AĞIRLIĞINDAN ULAŞMAK LAZIM

This is Us’ın yaratıcısı Dan Fogelman dizinin yeni sezonu için yaptığı hazırlığın hayatı boyuncu bir şey üzerinde çalıştığı en uzun süre olduğunu söylüyor: “Sadece Covid de değil Black Lives Matter da dizinin içine işlemişti…”


Fogelman, “Yeni sezonda ne yapacağımıza karar vermek için toplandığımızda içinden geçtiğimiz dönem ve yaşadıklarımızı görmezden gelmek büyük bir sorumsuzluk gibi geldi. Biz işin siyaset tarafına değil insani boyutuna odaklandık…” diyor.


ABC kanalında yayınlanan The Conners da Covid’e gözünü kulağını kapatmayan dizilerden. Karakterlerin daha ilk sahnede maskeleri ve ateş ölçüm cihazlarıyla ortalıkta dolaştığı dizinin yapımcıları kahramanlarının Covid’den uzak duramayacağını belirtip ekliyorlar: “Dizideki ailenin de bu zor zamanları nasıl atlattığını izleyicilerimize göstermek bir zorunluktu.”


Bazı diziler ise Covid’i göstermeden Covid’ten bahsetmeyi başarmış… Örneğin ‘NCIS: Los Angeles’ dizisi yapımcıları oyuncuları ekranda maskeyle göstermemek için senaryoda ufak bir oynamayla olayları Covid’in yaşanıp bittiği bir tarihe atlatmış. Kahramanlardan birini bitip giden Covid’den etkilenenlere yardım eden bir kuruluşta gönüllü çalıştırmışlar ve sorunu çözmüşler… Dizinin yaratıcısı R. Scott Gemmill, “Öyle ya da böyle bir karar vermemiz gerekiyordu. Bizim dizimiz izleyicisine 1 saatlik bir kaçış vaat ediyor. İnsanlar olmasını diledikleri hayatı görmek isterler…”


‘Mom’ dizisinin yapımcısı Gemma Baker ise uzun süre düşündükten sonra Covid 19 hiç var olmamış gibi yapmayı tercih ettiklerini belirtiyor: “Umarım izleyicilerimizi pandemi döneminin ağırlığından biraz olsun uzaklaştırabiliriz…”


Bizde ise benim gördüğüm (sadece Arka Sokaklar'da gördüm, kaçırdıklarım varsa kusura bakmasınlar) karakterlerin maske taktığı dizi yok! Bakanlığın uyarı filmlerinde halkı Covid 19’a karşı dikkatli olmaya çağıran Mucize Doktor’un ‘Ali’si ve Hekimoğlu’nun yıldızı Ateş Hekimoğlu ele verir talkını kendi yutar salkımı misali maşallah kendileri ne maske takıyorlar, ne mesafeye ne de pandeminin gerektirdiği herhangi bir hijyen kuralına uyuyorlar. Üstelik bir de doktorlar! Çalıştıkları hastanelerde her türlü hasta var bir tek Covid’li yok!

SENARİSTLERİN İŞLERİ DE ÇOK ZOR

İşin kamera arkası ise daha da karışık! ABD’de bazı dizilerde 65 yaş üstü oyuncuların sahneleri sette değil oyuncunun kendi evinin bahçesinde çekiliyormuş mesela. Senaristler dizilere konuk olacak karakterleri ‘genç’ yazıyormuş.


Covid nedeniyle getirilen güvenlik protokollerine uymak için kalabalık sahnelerden kaçınılırken, kalabalık vurgusunu ses efektleriyle çözmeye çalışanlar mı dersiniz, karakterleri ayrı ayrı dolaştıranları mı ararsınız herkes yaratıcı bir çözüm bulmaya çalışıyor.


Bir yapımcı ha bitti ha bitecek derken gelen yeni kısıtlamalar nedeniyle Hollywood’daki içerik üreticilerinin yaşadıklarını ağzına kadar aç müşteriyle dolu bir restoranın mutfağında aniden gaz kaçağından yangın çıkmasına benzetiyor.


Böyle olağanüstü bir dönemde kameranın arkasında (umarım) maskesiyle oturan yönetmenin ‘kes’ dediği anda maskelerini takan oyuncuların pandemi yokmuş gibi rol yapabilmeleri, senaristlerin içinde Covid adı geçmeyen senaryolar yazabilmeleri gerçekten Oscar’lık (yani Emmy’lik:)…


Kaldı ki hem dünyada hem ülkemizde birçok dizi setinde başrolden, ulaştırma görevlisine, kostüm sorumlusundan set amirine onlarca kişinin koronavirüse yakalandığının bilindiği bir ortamda devekuşu gibi kafayı kuma gömmeyi başarmak gerçekten takdire şayan!


Bizim dizi senaristlerinin de hakkını vermek lazım gerçi; senaryoda Covid adı geçirmek için uygun bir hikaye kurgulayamasalar da dizilerindeki bir oyuncu Covid olduğunda, o karantinadayken, canlandırdığı karakter için yaratıcı çözümler üretebiliyorlar. Covid olup karantinaya giren oyuncunun canlandırdığı karakter ya aniden şehir dışında birini görmeye gitmiş oluyor ya da görüntülü aramayla telefondan ‘hikayeye’ bağlanıyor.


Yanlış anlaşılmasın lütfen yukarıda da yazdığım gibi bu sadece bizde olan bir sorun da değil sonuçta dizilerin hepsinin This is Us olmaları da gerekmiyor.

YETERİNCE MASKE GÖRÜYORUM ZATEN

Geçenlerde Vulture’da Kathryn VanArendonk, bu konuyla ilgili ABD’deki dizilerdeki durumdan bahsederken yapımcıların, senaristlerin, oyuncuların, yönetmenlerin dizilerindeki kurgusal dünyaya Covid’in talep ettiği tuhaflıkları yedirmek için ellerinden geleni yaptıkları belirtiliyordu: “Gerçek hayatta yaşanan Covid tükenmişliği şov dünyasında da yaşanıyor. Ve bu durumda gerçeklikle gerçeklikten kaçma arasındaki ince çizgide yürümeyi başarmak da hayli zordur...”


Kendi adıma bu konuda kafam çok karışık! “Ya zaten sürekli maske takıyoruz. Etrafta maskeli yüzler görmekten, Covid haberleri duymaktan bıktık. Bu salgın kabusundan kaçmak için dizilere sığınıyoruz orada da maske-mesafe-temizlik görmek istemiyoruz” diyenleri anlıyorum.


Mesela 11 Eylül saldırıları sonrası yaşanan travma nedeniyle ABD’de insanların ‘gerçeklik’ten kaçmak için sinemalara gittiği Yüzüklerin Efendisi, Harry Potter gibi fantezi dünyaları anlatan filmlerin patlama yaptığıyla ilgili bir şeyler okumuştum.


Evden dışarı her adım attığımda maske taktığım, arkadaşlarımın, babamın, kardeşlerimin yüzlerini aylardır maskeli gördüğüm şu günlerde biraz vakit geçirmek günlük dertlerden uzaklaşmak için izlemeye başladığım dizideki kahramanların maskeleriyle benim bütün gün yaşadığım dertleri bana yeniden hatırlatmasını istemiyorum sanırım.


"Son 9 aydır hayatımızın her anına sinen pandemi dizilerde de olmayıversin bi zahmet!" diyenlerin tarafındayım ben...


Diğer yandan ise Mucize Doktoru’un Ali’si ve Hekimoğlu’nun Ateş’inin kendi ortamlarında pandemi yokmuş gibi dolaşmaları da biraz garip geliyor. Ne yani ‘ilaç’ için arada bir ellerine dezenfektan sıksalar reytingleri mi eksilir!

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR